Kronik bademcik iltihabı, ergenlerde ve yetişkinlerde oldukça sık görülür. Hastalarda kronik boğaz ağrısı, büyüyen bademcikler, nefesin kötü kokması, boyundaki büyümüş lenf düğümleri izlenebilir. Bu antibiyotiklere karşı direnç kazanmış bakterilerle ya da değişen bağışıklık yanıtı yüzünden kronik hale gelmiş bademcik iltihabının belirtileridir. Bu konuda yapılan araştırmalarda, radyasyona maruz kalan kişilerde kronik bademcik iltihabının daha fazla görüldüğü belirlenmiştir.

Yutakta lenf dokusu ve bademciklerin oldukça önemli savunma görevi bulunmaktadır. Tekrarlayan mikrop saldırıları nedeniyle, bunlara tepki olarak oluşan iltihaplanmaların ardından bademcik dokusunun aşırı büyümesi, vücutta tek başına bir iltihap odağı oluşturur. Özellikle çocukluk döneminde oluşan bademcik iltihabı sıradan görünse de yol açacağı komplikasyonlar açısından mutlaka önemsenmelidir. Bu rahatsızlıkta yaşın oldukça önemi bulunmaktadır. Erişkin dönemdeki bademcik sorunu daha karmaşık olduğundan, farklı çözümlere ihtiyaç vardır. Çocukluk döneminde ise daha basit olarak görülür. Günümüzde bademcik ile adenoitlerin alınması, çocuklarda kızamık geçirmek kadar önemsiz bir hale gelmiştir. Bademciklerin alınması, daha ciddi sonuçların oluşmasına engel olmaktadır.

Çocuklarda özellikle lenfatik yapıda olan bademcikler gelişmeye daha yatkındır. Bademciklerde ve adenoitlerde olan lenf dokusundaki büyüme bazı durumlarda fazla olabilir. Lenf dokusunun büyümesi, gelişme gösterdiği boşlukta tıkanmaya neden olur. Bu etki nezle gibi enfeksiyonlara yakalanmayı kolaylaştırır, mikropların yaşaması için uygun ortam yaratır.

Bademcik ve adenoitlerdeki büyüme, üst solumun yollarında tıkanmaya neden olur. Genellikle burun kanalının yutakla bağlantıda olduğu alan tam olarak tıkanır. Bu durumda hasta devamlı ağızdan nefes almaya başlar. Ağız sürekli açık kalır. Östaki borusu tıkandığından, orta kulak iltihabı oluşur ve solunan havanın burundan süzülmemesi nedeniyle, boğaz ağrısına ve bronşite neden olabilecek komplikasyonlar meydana gelebilir. Hastada burnun kapalı olması, yutakta titreşimin az olması yüzünden ses değişimi ve genizden konuşma etkili olur.

Büyüyen bademcikler ağız ve yutak geçişini daraltır ve besinlerin yutulmasını zor hale getirir. Bu etkilerin meydana gelmesi, büyüyen lenf dokularının alınmasına yeterli olur. Bademcik ve adenoitlerde sıkça mikroplardan kaynaklı iltihaplanma meydana gelir. Bu durum döküntülü bir hastalıktan sonra y da soğuk algınlığı, grip gibi enfeksiyonlardan sonra meydana gelebilir. Bu yüzden hastada devamlı soğuk algınlığı, vücut ısısında artma, boğazda iltihaplanma, iştahta azalma ve kulaklarda müzmin iltihaplanma meydana gelebilir.

Çocuklarda bademciklerin alınması solunum zorluğuna neden olmasından ve yerel iltihaplanmaya sebep olduğundan alınmaktadır. Erişkin kişilerde ise bademcik iltihabının vücutta kalp ve böbrek gibi organlar için enfeksiyon odağı olmaması için alınabilir. Vücutta savunma görevini üstlenen ve aşırı lenfosit içeren bademcikler, bu görevlerini yapamaz hale gelebilir, içi mikroplarla dolabilir. Buraya yuvalana mikroplar, vücudun zayıflaması durumunda daha fazla ürer. Kan dolaşımına geçerek, organlara kadar ulaşıp hastalıklara neden olur. Artık bademcikler uzak organlarda hastalıklara neden olan enfeksiyon odağı haline gelmiştir. Erişkinlerde olan kronik bademcik iltihabının en önemli sorunu, odaklanmış enfeksiyonun varlığıdır. Bu belirlendiği takdirde, cerrahi girişimin önemi büyüktür. Bu durumda iki bademciğin alınması sorunun çözümlenmesini sağlar.

Hastada sıkça akut bademcik iltihabının olması, bademciklerin çevresinde apse oluşumu, ateşin düşmemesi, romatizma ve böbrek iltihabı belirtilerinin olması, çabuk yorulma, halsizlik gibi etkenler bademciklerdeki enfeksiyon odağının varlığını destekler. Bademciklerin görünümü, dış rengi tanıda önemlidir. Kızarıklığın derecesi bademciklerdeki iltihaplanma düzeyinin belirlenmesini sağlar. Bademciklerden sıvı çıkması da değerlendirilir. Sıvının irinli ya da irinsiz olması, odaklanmış kronik bademcik iltihabını gösterir. Hastanın böbrek işlevlerinin değerlendirilmesi için, tam idrar tahlili yapılmalıdır. İdrarda albümin ya da kan bulunması, idrar yoğunluğu oldukça önemlidir. Kandaki bileşenlerde incelemeye alınır. Bileşenlerdeki değişim vücuttaki bozukluğu gösterir. Akyuvar sayısındaki artış, iltihaplanmaya bağlı olur. Bu tespit yapılırsa, cerrahi girişimden önce hastanın tedavi edilmesi gerekir.

Bademcikler ve adenoitlerin cerrahi olarak alınması, yaygın olarak kullanılsa da uzmanlar tarafından eleştirileri maruz kalmaktadır. Bazı uzmanlar Bunların alınmasını zorunlu olduğunu düşünmekte, bademciklerin savunma görevini göz ardı etmektedir. Bazıları ise bu girişimin olumsuz etkisi olmadığı düşüncesini savunurlar. İltihaplı bademciklerin uzun süre antibiyotik tedavisine alınması doğru değildir. Bu tür tedaviler bir süre etkili olsa da uzun dönemde cerrahi tedavi değerlendirilmelidir. Bademciklerin alınması için yapılacak cerrahi girişimde hastalar, bir gün önce hastaneye yatar. Operasyondan sonraki gün hastaneden taburcu edilebilir. İlk günlerde sulu gıdalarla beslenme yapılır. Bu çocuklarda beşinci günde, erişkinlerde ise sekizinci günde normale döner.